Kanser hücrelerinin en sevdiği gıda ŞEKERdir. Peki bunun nedenine bakalım mı? Yazımın devamını okuduğunuzda hayatınızdan neden şekeri çıkarmanız gerektiğini anlayacaksınız.
Kanser hücreleri diğer hücrelerden farklı olarak solunum yaparken oksijen kullanmazlar. Bu da oksijen kullanmadığında 20 kat daha az enerji üretmesi anlamına gelir. Kanser hücresi hayatta kalabilmesi için daha fazla enerjiye ve bu enerji kaynağı olarak şekere ihtiyaç duyar. Peki kanser hücreleri daha fazla enerji ihtiyacı duyduğu bu zorlu yolu neden seçerler? Aslında kanser hücresinin bu zor yolu seçme ve oksijensiz solunum yapma sebebi ürettiği laktik asittir. Kanser hücresi ürettiği laktik asit ile bağışıklık hücrelerinden kendini saklı tutar. Böylece kanser hücreleri istediği gibi çoğalırlar. Şeker tüketimini azalttığımızda bu yolağın devamlılığına engel olur ve kanserden kendinizi korumuş olursunuz.
Şekerin veya glikozun kanser hücrelerinin büyümesini tetikleyebileceği fikri, bazı insanların gereksiz yere karbonhidrat içeren tüm gıdalardan kaçınmasına neden olabilir. Bu yaklaşım, kanser hücrelerinin glikoza ihtiyacı varsa, o zaman kişinin diyetinden onu kesmenin kanserin büyümesini durduracağını varsayar. Ne yazık ki, o kadar basit değil. Tüm sağlıklı hücrelerimizin çalışması için glikoza ihtiyacı vardır ve vücudumuzun sağlıklı hücrelerin ihtiyaç duydukları glikozu almasına izin verip kanser hücrelerine vermemesi mümkün değildir. Yediğimiz gıdalardan yeterli miktarda karbonhidrat alınmadığında, vücudumuz protein ve yağ da dahil olmak üzere diğer kaynaklardan glikoz yapacaktır. Glikoz, hücrelerimizin hayatta kalması ve düzgün çalışması için çok önemlidir. Yeterli karbonhidrat tüketmemek, vücudumuzdaki protein depolarının bozulmasına yol açarak kas kaybına ve muhtemelen yetersiz beslenmeye katkıda bulunabilir. Çok düşük miktarda karbonhidrat içeren kısıtlı bir diyet istemsiz kilo kaybına da neden olabilir. Bu, kanser tedavisini tolere etme yeteneğini negatif yönde etkileyebilir. Karbonhidratları kısıtlamak aynı zamanda iyi lif, vitamin, mineral ve bağışıklık destekleyici bitki besinleri kaynakları olan gıdaları da ortadan kaldırır.
Şekerden tamamen kaçınmak gerekli olmasa da, eklenen şekerleri azaltmak ve besin açısından yoğun, yüksek lifli olan komleks karbonhidratları tüketmek en etkili olabilir. Genel sağlığınızı desteklemek, kan şekeri kontrolünü desteklemek ve sağlıklı bir kiloyu korumak için atabileceğiniz bazı adımları aşağıya bırakıyorum.
· Beyaz ekmek, makarna ve pirinç gibi rafine edilmiş tahıllar yerine tam buğday ekmeği, tam buğday makarna, kahverengi pirinç, bulgur veya kinoa gibi tam tahılları seçin.
· Beslenmenize eklediğiniz basit şekerleri sınırlayın. Dünya Sağlık Örgütü günde 5 çay kaşığı şekerden (25 gram) daha az şeker alınmasını önermektedir.
· Tabağınızı dengeleyin. Tabağınızın yüzde 50'sini yüksek lifli sebze ve meyve yapın. Tabağınızın yüzde yirmi beşi protein açısından zengin besinler ve diğer yüzde 25'i tam tahıllı karbonhidratlar veya bezelye, mısır veya patates gibi nişastalı sebzeler olmalıdır.
· Derisiz kümes hayvanları, balık, yumurta, az yağlı süt ürünleri, kurubaklagiller , fındık gibi yağlı tohumları her öğün ve atıştırmaya yağsız bir protein kaynağı ekleyin.
· Lif, vitaminler, mineraller ve bağışıklığı destekleyen bitkisel besinler içeren sebze ve meyve açısından zengin bir diyet tüketin. Meyve suları ve kuru meyveler yerine taze meyveleri seçin.
· Suyu hayatınıza dahil edin. Meyve suyu ve soda gibi şekerli içecekleri sınırlayın.
Comments